KİTAP & FİLM

25 KADIN 25 ÖYKÜ LANSMANI 8 MART'TA GERÇEKLEŞTİ

EĞİTİM

2. DÖNEM 1. YAZILI SINAVLARINA İLİŞKİN ÖRNEK SORU KİTAPÇIKLARI YAYIMLANDI

KÜLTÜR-SANAT

"25 KADIN 25 ÖYKÜ" Kitabı çıktı.

KİTAP & FİLM

Neslihan Erdem Yorumu ile " Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç "

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ ESERİNDE AFGAN KADINLARINA DAİR İZLER.

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ ESERİNDE AFGAN KADINLARINA DAİR İZLER.

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ ESERİNDE AFGAN KADINLARINA DAİR İZLER.

 

Afgan asıllı yazar Khaled Hosseini’nin büyük başarılar yakalayan  “Uçurtma Avcısı” kitabından sonra ikinci kitabıdır “Bin Muhteşem Güneş.”  Yine olay örgüsünün fonunda Sovyet müdahalesine, iç savaşlara, dış  müdahalelere, Taliban’ın acımasızlığına, yıkıntılara, göçlere ve  ölümlere, azınlıklara değinen; başarılı betimlemelerle dolu, art arda  gelen zengin cümlelerinin sonuna duygularımıza nokta atışı yapan vurucu  ve dram dolu ifadeleri ekliyor. Aynı zamanda diyaloglar, olay örgüsü ve  kahramanların yaptığı gezintiler aracılığıyla bizlere Kahire ve Herat  sokaklarını, Afgan yemek ve geleneklerini de yansıtan yazar bunlardan  farklı olarak kadınlara yapılan haksızlıkları, zulmü ve onların maruz  kaldığı acı dolu yaşamı ana olay olarak kalemine yansıtıyor. Zaten  kitap”Bu kitap gözümün nur’u Haris’le Farah’a ve Afganistan’ın kadınlarına adandı.”ifadesiyle başlıyor.


Kitabında bu kez “kadını” merkeze koyarken bunu aile, yetiştirilme  tarzı hatta fiziki özellikleri bakımından bambaşka fakat yaşadıkları  coğrafya yönünden aynı kaderi paylaşan Meryem ve Leyla adlı iki kadının  hayatlarını kesiştirerek yapıyor. Kitap Meryem ve Leyla bölümlerinden  oluşuyor.
Herat’ın ıssız bir köyünde annesiyle yaşayan, babası Celil’in ziyaretlerini dört gözle bekleyen bir “harami (gayrimeşru)” dir Meryem. Yazar harami sözcüğünün ağırlığı üzerinde fazlaca durmuştur. Annesi ve henüz on beş yaşındayken evlenmek zorunda kaldığı kırk beş  yaşındaki Raşit de Meryem’e harami olduğunu vurgulayacak ve bu sözcük  Meryem’in iç dünyasına yaşamı boyunca damgasını vuracaktır. Üç karısı  olan Celil’in, dördüncü bir kadınla nikâhsız beraber olması sonucu bu  damga vurulmuştur Meryem’e.  Dramatik bir olayla annesiz kalan Meryem,  onca zenginliğe karşın üç kadına da ağır gelmiş olacak ki onu bir an  önce evlendirip başlarından atmak isterler. (Aynı yaştaki kızlarını  okutuyor olmalarına rağmen). Celil’in pasifliği burada ortaya çıkar.  Meryem’in hafta sonları hevesle beklediği, annesinin ona dair anlattığı  tüm olumsuzluklara inanmadığı, vakit geçirmeye bayıldığı babasıyla  ilgili gerçekler ikinci defa burada yüzüne çarpmaktadır. İlki ise  babasının evine kadar geldiğinde Celil’in onu eve almayışıydı…
Leyla… Gece güzeli…  Meryem’in kocası ile yaşadığı mahallede bir  darbe gecesi dünyaya gelir. Babası, Sovyetler Afganistan’ı işgal edip  babasını işinden edinceye kadar, öğretmenlik yapmaktadır. Son derece  aydın düşünceli bir adamdır. Bunu Leyla ile diyaloglarından birkaç  tanesinde de görebiliyoruz. Bir gün Leyla’nın arkadaşı Hasena, babasının  onu kendinden yirmi yaş büyük ve sadece iki defa gördüğü kuzeniyle  evlendirmek istediğini söyleyince Leyla’nın aklına babasının sözleri  gelir: “Daha çok küçüksün biliyorum ama bunu şimdiden anlamanı ve  iyice öğrenmeni istiyorum. Evlilik bekleyebilir, eğitim beklemez. …   Ayrıca bu savaş bittikten sonra Afganistan’ın erkekler kadar, belki de  daha çok, sizlere gereksineceğini biliyorum. Çünkü bir toplumun  kadınları eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı yoktur…”
Böyle bir babanın yanında bir yandan iki abisi cihata gitmiş ve  ölmüş, annesi de oğullarının acısından hastalıklı biri haline dönüşmüş  ailenin mensuptur.  Ve Leyla bir gün iç savaşların acı bir sonucu olarak  tüm ailesini kaybetmiştir. Hayatının aşkı Tarık da annesi ve babasıyla  Pakistan’a göç etmek zorunda kalmıştır. Böylece kimsesiz ve hiçbir  şeysiz kalan Leyla’nın acı bir şekilde Meryem ile hayatı kesişir.
Kimsesiz kalan Leyla’nın durumundan istifade eden altmış yaşındaki Raşit, on dört  yaşındaki Leyla’ya ancak kendisiyle nikâhlanırsa evinde kalabileceğini  söyler. Leyla, kabullenmek zorunda kalır. Meryem’ e gelince… Karşı çıksa  da duruma boyun eğmek zorunda kalır. Zaten bugüne kadar kendisine ne  sorulmuştur ki?  Kadınlığı, zorlayıcı ve hiddetli cinselliği,  yalnızlığı, şiddeti, küçümsenmeyi hep Raşit ile tanımış ve tatmıştır. Herat sokaklarını  keşfetmeyi, dışarıya çıkabilmeyi bile ancak kocasıyla yaşayabilmiştir.  Ancak erkeğin gerisinden yürüyerek ve burka giyme şartıyla. Kafesli  perdenin gerisinden etrafı izlemek ve soluk alıp vermekte güçlük çekmek,  peçesini kaldırıp yemek yemeye çalışmak tabii Meryem’e zor gelmiştir.  Bir yandan da etraftan gizlenme duygusu(harami olması sebebiyle) onu  rahatlatmıştır. Zaten Raşit “Bir kadının yüzü sadece kocasını  ilgilendirir” demiştir. Arkadaşları evdeyken Meryem’in odadan çıkışını  bile yasaklamıştır.  Sevilme ve sahiplenme duygusuna hasret Meryem,  başta bu yasakların sahiplenilmeyle ilgili olduğunu düşünse de zamanla  ve çeşitli olaylar neticesinde durumu sorgulamıştır. Meryem, özellikle  defalarca düşük yaptıktan sonra Raşit’in gözünden düşünce Raşit karısına  karşı (yemeği beğenmeyip,  Meryem’e taş yedirtip dişlerinin kırılmasına  neden olacak seviyeye varıncaya kadar) son derece acımasız ve eleştirel  davranmıştır.  Ama acılarını hep teslimiyet duygusuyla yaşamıştır  Meryem. Yani alışmış olduğu biçimde…
Leyla ise daha isyankârdır. Başta, Raşit ona yaranmak için iyi  davranmaya çalışır. Ancak zamanla Leyla’nın karşı çıkışları dayaklarla  sindirilmeye çalışılacaktır.
Leyla, Meryem’e karşı hep iyidir ve ona haksızlık yaptığı duygusuyla  alttan alıcı tavırlar sergiler. Meryem, ilklerde kıza soğuk ve ters  davransa da özellikle Azize( Leyla’nın kızı) ‘nin doğumundan sonra  annelik duygusunu tatmin etmeye çalışacak ve Leyla ile araları  düzelecektir.
Zamanla iki kadın arasında inanılmaz bir dayanışma başlar. Meryem,  Leyla’yı da kızı gibi sahiplenir. Raşit’in dayaklarından birbirlerini  korumaya çalışır, sırlarını paylaşırlar. Bu dayanışma Meryem’in en son  yaptığı büyük fedakârlığa kadar sürecektir…
Yazar iki kadın nezdinde aslında Afganistan’da kadın olmanın  gerçekliğini yansıtır bizlere. Buna arka plandaki bazı olay ve  karakterleri de ekleyerek… Küçük yaşta kendisinden yaşça çok büyük olan  adamlarla evlenme, kuma gitme, tecavüz, okuma hakkının hatta ve hatta  birey olmanın elinden alınması, ”pes artık” dedirtecek şekilde insan  olma özelliğinin hiçe sayılması… Daha detaya inerek bakımsızlıktan ve  şiddetten dış görünüşleri değişen, dişleri sararan ve dökülen, yüzünün  ve boynunun derisi kalınlaşan kadınları da Meryem ve Leyla olarak  bizlere sunar.
Bu hikâyedeki gerçekliği yansıtan yan  karakterleri ise Hasena, Citi  ve komünist öğretmen Şanzay olarak sayabiliriz. Hasena’nın hikâyesinden  bahsetmiştik. Citi’ye gelince… O, milislerin birbirini bombalaması  sırasında kendisine roket isabet ederek paramparça olan masum  insanlardan sadece biri… Yazar burada Citi’nin annesinin, kızın  parçalarını ağlayarak önlüğüne topladığı detayıyla okuyucunun yüreğini  daha da burkar.
Şanzay, komünist rejimi destekleyen bir devrim kadınıdır. Kadın ve  erkek eşitliğini savunur. Örtünmeye karşıdır. Kaderin cilvesidir ki  yıllar sonra Leyla onu bir yetimhanede(savaştan ve Taliban’ın kadınlara  çalışmayı yasaklamasından ötürü birçok kadının çocuğunu bırakmak  zorunda  kaldığı yetimhane) çocuklarını ziyaret  ederken burka giymiş  bir şekilde görecektir.
Fondaki siyasal olayların kadınlara etkisine değinecek olursak; Davut  Han döneminde (1973-1978) Herat ve Kabil gibi büyük kentlerde kadınlar  modern bir yaşam sürmektedir. Ancak kırsal bölgelerde kadınlara yönelik  kısıtlayıcı ve zorlayıcı şartlar geçerlidir. Yazar; kocası, Meryem’i  Kabil’e gezintiye çıkardığında Meryem’in gözüyle ve iç konuşmasıyla  modern kadın ve zor koşullarda yaşayan kadının farkını ortaya koyar” Bu  kesimdeki kadınlar daha yoksul semtlerdeki, kadınların çoğunun tepeden  tırnağa örtülü olduğu, kadınlardan başka bir cinsti. Evet, modern Afgan  erkekleriyle evlenen modern Afgan kadınları. Kocaları onların açık  başlarıyla, makyajlı yüzleriyle yabancıların arasında dolaşmasına karşı  çıkmıyordu .Onların sokağı özgürce, serbestçe geçişini seyretti. …  Onların üniversite mezunu olduğunu, şirketlerde, bürolarda çalıştığını,  günü önemli telefon görüşmeleri yaparak geçirdiklerini hayal etti. Bu  kadınlar Meryem’i büyülemişti. Yalnızlığını, basit görüntüsünü,  amaçsızlığını ve pek çok konudaki cahilliğini yüzüne çarpıyordu.” 
Davut Han darbeyle indirilince devletin ismi de” Afganistan  Demokratik Cumhuriyeti” olarak değişir. Zaten 1979’da Sovyetler ülkeye  el koymuştur. Bu dönemde kadınlar özgür yaşamlarına devam eder.  Leyla’nın babası bir gün şöyle der ”Afganistan’da kadın olmanın tam  zamanı. Bundan yararlanmalısın, Leyla. Öte yandan kadın özgürlüğü ne  yazık ki oradakilerin silahlarına sarılmalarının nedenlerinden biri.” ’Oradakiler’  derken kadınların sokakta çok ender görüldüğü, burkayla ve erkek  eşliğinde çıkabildiği kırsal yöreleri kasteder. Kadim aşiret yasalarına  göre yaşayan erkekler, komünistlere ve onların kadın özgürlüğünden yana  olan, kızların zorla evlendirilmesini yasaklayan, evlenme yaşını on  altıya çıkaran uygulamalara karşı ayaklanmıştır.
Sonunda (1994- 1996) Taliban ortaya çıkar. Milisleri kovan güç.   Afganistan’ın adı bu defa “Afganistan İslam Emirliği” olarak değişir.  Taliban yaptırımlarına yönelik bir dizi liste hazırlar ve duyurur.  Kadınlara yönelik olanları şunlardır:


Kadınların dikkatine:
Evinizden dışarı çıkmayacaksınız. Kadınların sokaklarda  amaçsızca dolaşması caiz değildir. Dışarıya çıkarsanız yanınızda mutlaka  bir mahrem, erkek akrabanız bulunacak. Sokakta tek başına yakalanan  kadın dövülecek ve evine gönderilecektir.
Her ne şart altında olursa olsun, asla yüzünüzü  göstermeyeceksiniz. Dışarıdayken burka ile örtüneceksiniz. Aksi halde,  şiddetle kırbaçlanacaksınız.
Makyaj malzemeleri yasaktır.
Mücevher yasaktır.
Çekici, gösterişli giysiler giymeyeceksiniz.
Sizinle konuşulmadan, konuşmayacaksınız.
Erkeklerle göz göze gelmeyeceksiniz.
Tırnaklarınızı boyarsanız, bir parmağınız kesilecektir.
Kızların okula gitmesi yasaklanmıştır. Bütün kız okulları derhal kapatılacaktır.
Kadınların çalışması yasaklanmıştır.
Zinadan suçlu bulunursanız, taşlanarak öldürüleceksiniz.
Peki bu işte tezatlar yok mu? Yazar bunu da güzel bir şekilde  işlemiş. Dul kalan ve çalışamadığı için yiyecek bulmakta zorlanan ve  çocuklarını yetimhaneye vermek zorunda olan kadınları, dışarıya tek  çıkamadıkları için çocuklarını ziyarete gittiklerinde defalarca  kırbaçlanan ve canı daha az acısın diye daha kalın giyinen ama asla  vazgeçmeyenleri, kocası şiddet uygulasa hatta kendisini öldürse bile  karşı çıkamayacağını çünkü Taliban tarafından kadının suçlu bulunacağını  bilenleri, kadın hastaneleri kapatıldığı için ve kadınlar  çalıştırılmadığı için sadece bir kadın hastanesi ile burada çalışan üç  doktor ve hemşire olduğunu, o hastanenin perişanlığını ve orada  narkozsuz sezaryen yapmak zorunda olanları, bunlarla birlikte daha  nicesini bize yansıtmıştır.
Hosseini, bazen konuyu yarım bırakıp, diğer bölüme geçip heyecan  uyandırarak, geriye dönüş tekniğini tam gerekli yerlerde uygulayıp yarım  kalmış konuları bu şekilde tamamlayarak, kitaba birçok olay sığdırıp  bunları güzelce örerek, içlerine hem sosyal hem kültürel hem siyasi  yapıyı sindirerek sürükleyici, düşündürücü, bir çırpıda okuyacağınız bir  roman sunmuştur. Bunun yanında çevirmen de dili akıcı bir şekilde ve  özünü bozmamaya çalışarak bizlere aktarmıştır. Bazı sözcükleri orijinal  dilinin yanında Türkçesiyle vererek kelimelerin tadını bozmadan  iletmiştir.
Kitapta anneliği, fedakarlığı, kadınlığı, kadınsal içgüdünün ne  olduğunu, dayanışmayı, koşulsuz sevgiyi, çaresizliği, acıyı,  kabullenmeyi, isyanı, gücü, aşkı, hayali ve hayal kırıklığını bir arada  göreceksiniz. Leyla nezdinde vazgeçmeyen ve başaran kadınlara şahit  olacaksınız. Üstelik sürpriz sonlarla birlikte. Bana çok şey katan bu  eserden sizlerin de faydalanması dileğiyle…


Yazan:

 Merve YAVUZ



Kategori İçeriği

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 26 21 0 5 37 68
2.Fenerbahçe 25 19 2 4 40 61
3.Samsunspor 26 15 6 5 14 50
4.Beşiktaş 25 12 5 8 14 44
5.Eyüpspor 26 12 7 7 11 43
6.Göztepe 25 10 9 6 10 36
7.İstanbul Başakşehir 25 10 9 6 7 36
8.Gazişehir Gaziantep 25 10 10 5 0 35
9.Rizespor 26 10 13 3 -10 33
10.Antalyaspor 26 9 11 6 -17 33
11.Trabzonspor 25 8 9 8 9 32
12.Kasımpaşa 26 7 8 11 -6 32
13.Alanyaspor 26 8 11 7 -8 31
14.Konyaspor 26 7 12 7 -8 28
15.Sivasspor 26 7 13 6 -11 27
16.Bodrum FK 26 7 13 6 -11 27
17.Kayserispor 25 6 10 9 -18 27
18.Hatayspor 25 3 15 7 -18 16
19.Adana Demirspor 26 2 20 4 -35