EKRANDAN HAYATA

EKRANDAN HAYATA

EKRANDAN HAYATA

Tam olarak izlemediğim için bilmiyorum; fragmanlardan ve sosyal  medyadan  takip ettiğim kadarıyla toplumu ekrana bağlayan onlarca dizi  ve program var. 

Seksenler ve doksanlarda çocuk olanlar bilir ve iyi hatırlar: siyah  beyaz TRT bandrollü kumandasız tüplü televizyonlarımızda her şey saatli,  kısa ve öz idi. Sıkı bir şekilde büyükten küçüğe takip ettiğimiz Kara  Şimşek, Dallas, Mavi Ay, TRT´nin belirli dizileri arasında yer alırdı.  Dallas´ı öyle benimsemiştik ki hayatımızdaki kötü insanlara ailenin,  sülalenin, mahallenin ?Ceyar´ı?  lakabını takmadan edemezdik. Akşamları  çocuklar, rahmetli Adile Naşit´in uykudan önce programını izler ve öyle  uyurdu. Sonrasında büyükler demledikleri çay eşliğinde muhabbetlerini  yaparlardı. Uçan Kaz, Şeker Kız Candy, Şirinler, çizgi film dünyamızın  ilk kahramanlarıydı.

Eğlence programları ve haberler vakitliydi. 1986´da TRT 2´nin  ve  daha sonra diğer TRT kanallarının yayına başlaması, 1990 yılında  Türkiye´nin ilk özel kanalı STAR TV´nin kurulması ile hayatımıza pek çok  program  girmiş olup ekranda daha çok vakit geçirmeye başlamıştık.

Neredeyse en uzun soluklu Türk dizilerinden biri olan BİZİMKİLER  dizisi hala aynı ilgiyle internetten izlenilen diziler arasındadır.  Güzel bir aile, samimi komşuluk ilişkileri konusu olan dizide  toplumumuzda herkesin kendinden bir şeyler bulduğu sahneler vardı. Bunun  gibi, Perihan Abla, Mahallenin Muhtarları gibi daha pek çok dostluğu,  aileyi ve sevgiyi anlatan diziler yanında eğlence programları ve magazin  programları ile hayatımızın tam merkezine oturtmaya başlamıştık  televizyonu. Öyle ki annelerimiz bile akşam gezmelerini dizilere göre  yapıyorlardı.

O zamanlardan günümüze maalesef diziler ve programlar içerik olarak  çok değişti. Sayısını ve isimlerini tam bilemiyorum ama neredeyse tüm  kanallara mafya dizileri hakim olmuş durumdadır. Şu anda toplumsal  olarak özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin ilgiyle izledikleri  dizilerde subliminal mesajlar çok fazla verilmekte olup; kültürümüze  aykırı sahneler adeta normalmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.

 

Hırsıza, gaspçıya, yalancıya iyi bir insan imajı verilmesi, evli  insanların eşlerini aldatması, gençlerin sevgilileriyle birlikte  yaşaması, kızların çok güzel, erkeklerin yakışıklı, ellerinde en  lüks cep telefonları olması, havuzlu lüks villalarda oturmaları, lüks  arabalarının olması, boğazı gören restoranlarda yemek yenmesi gibi,  toplumda çok az insanın sahip olduğu olanakların bilinç altına  yerleştirilmeye, özendirilmeye ve normalleştirmeye çalışılması maalesef  ahlaki çöküşün sinyalleridir.

Şu anda ilkokula giden çocukların bile ekranlardaki evlerin çocuk  odalarının hayalini kurması, gençlerin özgürlük adı altında birlikte  yaşamak, rahat yaşamak özentilerinin oluşmasında maalesef dizilerin çok  fazla etkisi bulunmaktadır.

Ayrıca sevgi ve saygı yerine kin ve nefret söylemleri, kavgalar,  tartışmalar, ihanetler ve kullanılan cümleler farkında olmadan bilinç  altımıza yerleşmiş durumdadır.
Akla gelen ilk şey RTÜK. Hemen hemen birçoğumuz RTÜK denetlesin, RTÜK  yasak koysun diye söyleniriz. Ekran karşısında geçirdiğimiz süreyi  azaltamadığımız, aile içi iletişimi geliştirip, okumaya zaman  ayırmadığımız müddetçe; RTÜK yasak koysa bile internet üzerinden aynı  programlar seyredilmeye devam edilecek  ve gün gelecek biz de bu   çöküşten payımızı alacağız.

 

 


Yazan : Sultan Gören



Pazartesi 7.4 ° / 4 °
Salı 9.6 ° / 4.3 °
Çarşamba 10.5 ° / 5.2 °
  • BIST 100

    9379,83%-1,10
  • DOLAR

    38,00% 0,08
  • EURO

    41,72% 0,16
  • GRAM ALTIN

    3670,18% -1,04
  • Ç. ALTIN

    6129,23% 0,00