COVID -19 salgını sonrasında birçok ülke merkez bankası parasal genişlemeye gitti. Nedir bu parasal genişleme derseniz, halkın anlayacağı anlamda “para basmak” olmaktadır. Kara basma iz olur, para basma enflasyon olur…
Başta ABD olmak üzere Japonya ve Avrupa merkez bankaları matbaaları hiç boş durmadı (La casa de papel sahnelerini hatırlayın). Esasen matbaa anlamı işin biraz mizah kısmıdır; zira piyasaya sürülen paranın büyük bir kısmı banknot olarak değil de bankalara ve bankalardan da şirket ve vatandaşlara kredi olarak sürülmektedir. Ülkemizde de malumunuz bir parasal genişleme olmuştur. Bu konuda uzmanlar daima dikkatli olunması gerektiğini hatırlatmaktadırlar. Burada söylenen en kritik cümle ise “Ama bizim paramız rezerv para değil, çok dikkatli olmak gerekiyor.” olmuştur.
Ben de şeytanın avukatı olarak şimdi soruyorum: Bizim paramız neden rezerv para değil, bir kararname ile paramızı rezerv para yapamıyor muyuz? Yabancıların rezerv paralarının üzerinde altın yaldız var da bizim paramızda mı yok? “Paranın Değeri” adlı yazımı okuduysanız, şu anda dünyadaki hiçbir para biriminin arkasında altın, gümüş bir değerin bulunmadığını biliyorsunuzdur. Bu durumda bu rezerv para meselesini biraz daha açmak gerekecektir.
Genel itibarı ile rezerv para, merkez bankaları ve büyük finansal kuruluşlar tarafından tutulan, dünya çapında geçerliliği, yaygınlığı, konvertibilitesi (başka bir para birimine kolay çevrilebilirliği) olan para birimidir.
Esasen geçmişte böyle bir konu tam olarak yok idi. Biraz daha eskiye gider isek coğrafi keşifler öncesi birkaç dünya var idi.
Eski dünyayı içeren Avrasya: Avrupa, Asya, Sahra üstü Kuzey Afrika diyebiliriz (Japonya gibi bazı ada ülkelerini, Sibirya’ yı biraz dışarıda tutabiliriz.),
Amerika: Esasen Kuzey Amerika, bugünkü Meksika, Güney Amerika ayrı birer dünya idi ve birbiri ile bağlantısı neredeyse yok idi,
Sahra altı Afrika,
Avustralya, Yeni Gine, Yeni Zelanda ve diğer Pasifik adaları.
Yukarıda saydığımız gibi kabaca dört adet ve hatta daha fazla farklı dünyadan bahsedebiliriz ve bu dünyaların birbirlerinin varlığından bile nerede ise haberi yoktu; dolayısı ile küreselleşmenin “k” harfinden bile söz edilemezdi.
Geçmişte bütün paralar kıymetli madenlerden basıldığı için konvertibiliteleri paranın ağırlığı ve alaşımı ile ilişkilendirilmiştir. Yine de her devrin büyük devletleri ve ticaret yollarının hakimlerinin parası rezerv para olarak kabul edilebilir. Antik Roma’ da gümüş olarak basılan paranın ismi Denarius’du, başlangıçta 4,50 gram olan sikkelerin gramajı zamanla düşürülmüştür. Günümüzde bazı Arap ülkeleri ve Sırbistan para birimi olan dinar, Roma’ dan gelmektedir.
Venedik dükaları, 12. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar geniş bir coğrafyada kullanılmıştır. Altından baskılan dükaların ağırlığı 3,545 gramdı. Osmanlı Sultani’ si ise Fatih Sultan Mehmet döneminde basılmaya başlanmış, ağırlığı ve alaşımı değişmeden II. Mahmut dönemine kadar kullanılmıştır. Sultani ağırlığı 3,45 gramdı. XVIII. Yüzyılda Hollanda Gulden’ i dünya çapında yoğun olarak kullanıldı ve Venedik dükasının yerini aldı. XIX. Yüzyılda İngiliz poundu dünyayı domine etti. İngiliz poundunun hakimiyeti 2. Dünya Savaşına kadar devam etti. 2. Dünya Savaşının hemen bitiminde ABD doları, Bretton Woods anlaşması ile dünyanın hakim rezerv parası haline gelmiştir.
Rezerv para kavramı fiili bir durumdur, resmi anlamda “şu paralar rezerv paradır” şeklinde bir kanun ve hüküm yoktur. Benim anladığım anlamda dünyanın birinci sıradaki rezerv paraları, ortaçağdan bu yana:
Venedik dükası => Hollanda Guldeni => İngiliz Poundu => ABD Doları
şeklindedir. Venedik ve Hollanda para birimleri ülkelerinin ticari başarısı ile rezerv olmuştur. İngiliz ve ABD para birimleri ise ticari başarıya “silah gücü” nü de eklemişlerdir. İngiliz poundunun rezerv para olduğu yıllarda İngiliz İmparatorluğunun üzerinde güneş batmıyordu. ABD’ nin ise 2. Dünya Savaşından sonraki durumu malumdur.
Günümüzdeki durum aşağıda tabloda gösterilmiştir. 2019 yılı itibarı ile dünyadaki merkez bankalarındaki yabancı para birimi rezervinin % 61’ i ABD dolarıdır. ABD Doları + Euro + Japon Yeni + İngiliz Sterlini ise %92 yi teşkil etmiştir. 2000′ li yılların başından itibaren Çin’ in sahneye çıkışı ile Çin Yuanı da rezerv para birimlerinden sayılmaya başlanmıştır.
Para konusu, hafife alınacak bir konu değildir, meraklı okurlarımız, geçmişteki ABD Başkanı Jonn F Kennedy suikasti, Pakistan Cumhurbaşkanı Ziya ül Hak suikastı, Libya Lideri Muammer Kaddafi’ ye yapılan darbeleri araştırabilirler.
Nihayetinde ABD dolarının arkasında altın, gümüş rezervi yoktur; ancak ABD, devasa ekonomisi, henüz çıkartılmamış olan bütün dünyadaki petrol ve maden yatakları ile doların arkasında durmaya çalışmaktadır. Euro, Yen, Pound, Yuan için de benzer yaklaşımlar mevcuttur.
Bu yazıda yazmaya çalıştığımız nedenlerden dolayı ülkemizde de yatırımcılar terminolojiye takılmadan ağırlıklı olarak USD ve EURO olmak üzere rezerv paralara yatırım yaparak paralarının değerini korumaya çalışmaktadır. İnsanlardaki bu yönelimin ana nedeni bir tarafa güven, bir tarafa güvensizlik, geçmiş tecrübelerdir. Gelecek yıllarda rezerv paralar bile sınırlı varlıklara karşı güçlerini koruyamayacak duruma gelebilirler; bu durumda belki de bir on yıl sonra bu yazımızı güncelleme gereği duyacağız ve ABD doları yerine “………….” diyeceğiz, hepinize güzel günler diliyorum.
Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Reserve_currency