Mehmet Özkaya kimdir? Neler yaptı, yapacak? Sizi tanıyabilir miyiz?
13 yıl Ankara Radyosunda TRT’ de çalıştım. 2003 yılında İstanbul’a geldim ve 20 senedir İstanbul’dayım. Doğum yerim İstanbul.
Müzikal olarak; Radyoya ilk girdiğim yıllarda “Radyo sanatçılarıyla baş başa” diye bir program hazırladım. Dolayısıyla orada radyo Sanatçılarını tanıdım. Eski sanatçılar neler yapmış diye baktım. 1953 yılında Mustafa Sağyaşar radyoya girmişti. Onunla beraber Yusuf Gül ve Ziya Taşkent ile TRT Dış Yayınlar Müdürlüğünde yaptığım program sayesinde tanışmıştım.
TRT Radyosunda iken bir takım çalışmalar yaptım bu çalışmalar içerisinde. TRT de Sayısal Gece programı içerisinde Akşam Safası formatında bir program hazırladım. Yaklaşık bir yıl kadar. Daha sonra İstanbul’a geldim. Çocuk korosu çalıştırmaya başladım. Bir yıl sonra da gençlik korosuyla çalışmaya başladık. Yaklaşık 17 yıl çocuk korosu, 8-8,5 yılda gençlik korosu şefliği yaptım. Daha sonra albüm çalışmaları başladı. Esas çalışmalar İstanbul’a geldikten sonra başladı. Bir hayır konseri yaptım ve o konserdeki şarkılardan ilk albümüm oluştu. Senfoni Türk Müziği albümüydü. Samime Sanay’ ın son albümünün sanat danışmanlığını yaptım. Senfonik Türk Müziği albümüydü. Farklı çalışmalar yapmak istedim. Orda senfonik müzikleriyle çalıştık.
Bu albümde besteniz var mı?
Bir tane var.
Azerbaycan’ da çalışmalardan bahseder misinz?
Evet ikinci albümümü yaptım. Bu albümde de bir Azeri şarkı var “Nazende Sevgilim” şarkısı.
Azerbaycan’da ödül aldı bu albümüm.10 defa Azerbaycan’a gittim. Aslen Van’ lıyım. Annem-babam Van’ lı doğum yerim İstanbul olsa da köken Van. Bu yüzden kendimi Azerbaycan’a yakın hissediyorum. Dolayısıyla o kültürü çok seviyorum. Çocukluğumun bir kısmı Van’ da geçti. Gerçekten çok yakın kültürler. Konuşmalarda yakın. Azerbaycan’da çok değerli dostlarım oldu. Oraya her gittiğimde televizyon programlarına çıkarım. Röportajlar yaparım. Çok ünlü bir bestekar var. -Nale mir Mehmetli-
Benim için besteler yaptı. Geçen yıl rahmetli oldu. Nalemir Mehmet ile çok ünlü bir bestekardı. Albümde “Ayrıldık” diye bir Azeri şarkısı vardı onun bestesi.
Ve ben buraya geldiğimde o besteleri okudum. Her albümde bir tane Azerbaycan mahnisi okurum. Birinci albümü yaptım Azerbaycan’a gidip geliyorum derken ikinci albüm teklifi geldi. Çağdaş müzik orkestrasıyla konser verdik. İlkinde yerli sazlar kullanıldı. İkincisinde Kent Orkestrasının bir bölümü konsere geldi. Sonra üçüncü albümü yaptım. Kendi bestelerimdi. “Gönlü güvercinli kadın, Aşk Mevsimi “ şarkılarımın olduğu albüm.
İlk klibimi de Gönlü Güvercinli Kadına çektik.
*Çok güzel şarkı, bir çok müzik türünü bir arada bulunduran bir şarkı
Sürekli farklı şeyler yapmak istedim. Daha önce Batı Müziğiyle, Hafif müzikle, Halk Müziğiyle uğraştım. Halk Müziği derneğinde Ney üfledim
*Bu hissediliyor, klasik, hafif müzik, sanat müziği bir çoğu var…
Bu benim müzik yolculuğumdan gelen birikim. Burada Soprano kullandık. Genelde operalarda alıştığımız şeyler. Türk Müziğine düşündüğümüzde farklı oluyor.
*Bu şarkıyı tek seferde mi yazdınız?
Şöyle oluyor, genelde bazen 20 dakikada bir şarkı yazarsınız, bazen bir iki yılda bir şarkı yazarsınız.
Sözler benim değil. Sözler çok önemli. Bizim musikimizin söz musikisi bazı 1-2 söz de yazdığım oldu ama ciddi anlamda çok değerli şairlerle çalışıyorum. Bu şarkının şairi de Tekin gönenç, bu ödüllü bir şiirdir. Şiir kitabına da adını veren bir şiir. Tekin Beyin birkaç tane şarkısı Avni Anıl tarafından bestelenmiş. Mesela “unutamıyorum, gecem yok, gündüzüm yok” şarkısı gibi.
Tekin Abi benim için önemli bir şairdi. 2,5 sene önce vefat etti. O da çok beğenmişti. Dinlediğinde çok güzel olmuştu demişti. Hatta ondan bir şarkı daha yaptım ama daha çıkarmadım. Daha çıkarmadığım şarkılar var. Biten şarkılar var. 2 yıl önce bir şarkı çıktı ortaya. Sürekli bir üretim içerisindeyim.
Koro gruplarınız var …
6 tane koro grubum var, Hamburg’a gidip geliyorum. Haftada bir online çalışıyoruz Hamburg grubuyla. İki ayda bir gidip geliyorum. Halk Bankası Korosu, Boğaziçi Korosu benim adıma oluşturulan koro.
Burası (stüdyo) var, haftanın üç günü buradayım. Üç günü koro çalışmasındayım, bir günde evdeyim..
*Sanata dair çok yoğunsunuz.
Çok yoğunum, radyoda da çok çalışanlardan birisiydim hem çocuk korosu hem gençlik korosu çalıştırırdım. Hafta içi bütün programlara girerdim. Solo bantlarım olurdu. Gerçekten çok çalıştım.
Bir eğitimci olarak şunu merak ettim, çocuk korosunu yetişkin korosu mu?
Hepsinin keyfi, yeri çok ayrı. Çocuklarla çalışmak çok ayrı bir duygu veriyor. Eğitim çok önemli. Çocuklara bir ay oturma dersi verirdim. Postür çok önemliydi benim için. Çünkü sesin iyi çıkması için postür çok önemlidir. Ben yüksek lisansımda da bunu çok vurguladım. Mesela bir Alaxandır Tekniği var ki, bu çok önemli. Herkes öğrenmeli. Hızlıca yaşlanıyoruz. Bunun için ileriki yaşlarda düşünerek iskeletimizi doğru kullanmalıyız. Basen merkezli oturacağız, başımızı dik tutacağız. Genelde bunları vurguluyorum arkadaşlara. Farklı bir duruşta, ses çıkışını engeller, şarkı söylemesini engeller. Dolayısıyla başı düz tutmak lazım. Duruş çok önemli. Baş, ense, sırt dik olması çok önemli. Bazı şeylere dikkat etmek lazım. Özellikle eğitim verdiğim zaman korolarda amatör de olsa en azından seslerin nasıl iyi çıkılması gerektiğine dair önerilerde bulunuyorum.
Sizin büyük bir projeniz var. Üzerinde çalıştığınız Türk tangoları projesi biraz ondan bahsedelim.
2- 2,5 yıl kadar üzerinde çalıştık. Epey bir düşündük. Türk tangoları üzerine neler yapabiliriz diye.
Bir ekip oluşturduk. Bu ekipte Orkestra şefi, aranjör, menajer ve ben varım. 4 kişilik bir ekip olduk. Türk tangocuların isim hakkını da aldık. Tescil ettik. 10 yıl bize ait kalacak.
Aranjör yapıldı. 18 tane şarkı seçtik. Türk tangoları, eski tangolar. Bilmediğimiz bir sürü tango çıktı ortaya. Onları çok da sevdim. Daha sonra onların düzenlemeleri yapıldı. Tabii bir düzenlemenin yapılması neredeyse 23 ayı alıyor. Dolayısıyla uzun bir süreç geçti. Bir konser verdik. Hacettepe Üniversitesi Burak Tüzün ile birlikte yaklaşık 60 kişilik bir orkestra. Düzenlemeyi Eskişehir Anadolu Üniversitesi hocalarından Yusuf Gencer hoca yaptı. Eskişehir’de verdik bu konseri.
Bu tarz çalışmalar çok önemli. Atamızın bir lafı var. “ Öyle köklü bir musikimizin var ki bunu bütün dünyaya anlatmamız lazım” diyor. Bu Söz benim için çok önemli bir söz, birçok şeyi ifade ediyor. Müziğimizi yurt dışında dünyaya anlatırsak çok daha güçlü oluruz diye düşünüyorum. Sanatla müzikle ülkeler kalkınıyor. Ben sanatımızın bütün dünyanın anlamasını gerektiğini düşünüyorum. İnanılmaz zengin melodilerimiz var. Belki dünyanın hiçbir yerinde bu kadar zengin bir melodi yoktur. 500 yıl kadar geniş coğrafyaya hükmetmişiz ki onun için çok renklenmiş. Çok çeşitliliğimiz var. Farklılıklarımız var.
Bu arada Türk Tangolarının müthiş melodileri var. Eşsiz, dünyada yok. Bunu dünyaya duyurmamız gerekiyor. Türk Müziği imajı açısından çok önemlidir diye düşünüyorum. Önce Türkiye’de konserler vereceğiz, sonra da dünyaya taşıyacağız diye ümit ediyorum. Bir tango için yaklaşık 50-55 sayfalık nota yazıldı. Fonksiyonlar yazıldı. O notalar elimizde. İstediğimiz ülkeye gidip o notaları verdiğimizde. Biz bu konseri yapabiliriz. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi senfoni orkestrasıyla birlikte yapmıştık bu konseri. Türkiye’de ilk büyük çapta yapılan tango çalışmasıdır. Bazı şarkılar birer ikişer şekilde yapılmış fakat böyle büyük çapta bir çalışma yapılmadı. Bu benim hayal ettiğim bir çalışmaydı. Dediğim gibi müziği Türk Müziğini yurt dışında tanıtmayı istiyorum. Bu projeyle amacımıza ulaşmayı düşünüyorum.
*Çeşitli alanlarda birçok müzik çalışmalarınız var.
Evet, birçok alanda müzik yaptım, çocuk şarkıları yaptım, ilahi yaptım. Tasavvuf korosundaydım. Ankara’da bir dönemde Ahmet Hatipoğlu’nun korosundaydım.
Ev işleriyle aranız nasıl?
Evle uğraşmayı seviyorum. Çiçeklerle uğraşmayı seviyorum. Beni dinlendiriyor. Yani farklı alanlarda bir şeylerle uğraşmak daha iyi dinlendiriyor.
*Fenerbahçe korosuyla ilgili şunu da belirtmek gerekiyor, hani vurgulamak istiyorum, bir burs olayı var değil mi orada?
Evet Fenerbahçe, grubumuz yaklaşık 55 öğrenciye burs veriyor. Gönüllü evleri kapsamında böyle bir çalışmamız var. O gelirleri nasıl elde ediyoruz? Biz yurtdışına konserler düzenliyoruz. Mesela Makedonya’ya gittik, ikinci kez Köln’e gittik. Sonra Berlin’ e gittik. Amatör grubun biletleri parayla satılmış oldu. Salon tıklım tıklımdı. Kıbrıs’a gittik, Van’a gittik. 80 kişilik, 30 kişilik koroyla. Van’da çok güzel ağırlandık gelirken insanlar ağladı. Çok güzel bir konser oldu. Van için bir şarkı bestelemiştim, sözlerini eşim yazmıştı. Onu da orada seslendirdik. Çok duygulu anlardı.
Etkilendiğiniz sanatçılar kimler?
Kendi tarzını oluşturan. Sanatçıları çok severim. Mesela bir Yaşar Güvenir vardı eskiden sensiz saadet neymiş şarkısının bestekarı. Çok severek dinlerdim. Tarzımın sanki onun tarzına yakın bir tarz olduğunu düşünüyorum. Beni çok etkiledi onun şarkıları. Muhakkak etkilendiğiniz bir sanatçı olmalı ama çok da etkisin de kalmamanız gerekir ki kendi tarzınızı oluşturabilirsiniz.
Daha çok Türk Sanat Müziği ile ilgileniyorsunuz sanırım.
Çağdaş Türk Müziği diyebiliriz buna. Şu anda günümüzün müziğini yapmaya çalışıyorum. Müzik çağını yansıtır. Yaşadığı dönemi yansıtır. Müzikle ilgilenen birisi bir şarkının hangi dönem beslediğini anlar. O dönemin soundu vardır. Ben günümüzün müziğini yapmaya çalışıyorum. Bir de müzik çok geç yerleşiyor. Şuan dinlediğimiz müzikler 50-60 sene öncesinin müzikleri. Ben yaptığım müziklerin kalıcı olmasına dikkat ediyorum. 50 sene sonra geri dönüp baktığımızda bu döneme ait bir şeyler olsun isterim. Bunlar örnek. Şarkılar olsun istiyorum.
Biraz akademiden bahsedelim mi Özkaya Akademi’den? Daha çok konservatuvar öğrencileri mi var?
Konservatuara hazırlık öğrencilerimiz de var. Stüdyo olarak da TRT’ de ki bir alışkanlığın devamlılığı gibi düşünebilirim.
Neden müzik peki?
Küçükken abimden çok etkilenmiştim, ablamda gitar çalıyordu. içinde oluyor aslında. Az önce eğitimden bahsetmiştik ya çocuğa bunlar eğitim içinde verilmelidir. Çocuğun ilgi ve yeteneğine göre eğitim verilmelidir.
Abim gitar çalmaya başlamıştı. 70’ li yıllarda Van’ın ilk orkestrasını kurmuştu. Daha sonra benim ilgim artmaya başlayınca Ankara’da dersler aldım. Türk Halk Müziği korosuna girdim. Ney çaldım. Sonra Radyonun sınavlarına girdim kazandım. Çok değerli hocalardan dersler aldım. Piyano dersi aldım.
*Perihan Altındağ Sözeri ile düetiniz vardı.
Mehmet Barlas beni çok severdi, evine davet etmişti. Bir gününü bize ayırdı. Şu şarkıyı nasıl yaptın, nasıl okudun? Şeklinde güzel sohbet etmiştik. Müziği seven birisiydi.
2018 Antalya’da bir şarkı yarışması yapıldı. 420 Şarkı arasında şarkım birinci oldu. ” Kelebek ömrü” diye bir şarkı. Sözü çok güzeldi. Azerbaycan’la tanıştığım bir bey şiir okumaya başlamıştı. Bu şiir çok güzel dedim. Bunu bestelemediler mi diye sordum. “Herkes söz veriyor da beslemiyor” dedi. Türkiye’ye döndüm. 15 gün sonra notayı gönderdim. Ve bu şarkıyı yapmıştık.
O güne radyoya gidiyordum. Baktım bir afiş vardı. Antalya’da bir beste yarışması düzenleniyordu. Oraya gönderdim,2 gün misafir ettiler, çok önemli jüri üyeleri vardı. Amir Ateş, Bilge Özgen gibi değerli üyeler vardı. Mustafa Yolaşan sunucuydu. Birinci olduk. Güzel bir geceydi. 2021 de aynı yarışma yapıldı. Fakat pandemi den dolayı gece yapılmadı. Dolayısıyla birinci seçilmedi. Bu şarkıyı da Coşkun Demir okudu. Coşkun Demir, İki şarkımı okudu.
Şarkı pop gibi ,
Aslında hızlı okursanız pop yavaş okursanız Türk Sanat Müziği tamamen yorumla alakalı.
Koro konserleriniz nasıl geçiyor?
Koroyu çok seviyorum, çok önemsiyorum, birlikte şarkı söylemek çok güzel. Gönül birliği oluşturuyor. Aslında hayat bir paylaşımdır. Korolarda da bir şeyler paylaşıyorsunuz. Herkes toplu olarak bir şeyleri başarmaya çalışıyorsunuz. Herkes bir koroya gitmeli, kesinlikle tavsiye ediyorum.
Koro çalışmalarınıza katıldım, gerçekten çok keyifliydi. Arada çok güzel Zeki Müren şarkıları da vardı.
Evet Zeki Müren’den şarkılar var ve Zeki Müren’ i şu konuda çok takdir ederim. Besteleri çok fazla. Öldükten sonra hatırlanmak için beste olması şart. Zeki Müren yaptıklarıyla, sesiyle, kişiliği ile anılıyor ama besteleriyle daha çok anılıyor.
Beklenen şarkı mesela
Beklenen şarkı, Koklamaya kıyamam benim güzel manolyam, film şarkıları yapmış bir dönem, hepsi yer etmiş şarkılar.
Sesiniz çok rahatlatıcı, çok farklı, müziğiniz çok farklı, tamamen farklı bir tarz, kişiliksiniz müzik olarak.
Evet bunu çok söylerler, sesimin rahatlattığının söylerler. Büyük konserler vermek istiyorum.Julio Iglesias, Andrea Bocelli gibi, Türk Müziğini bütün dünyaya anlatmak istiyorum. Ne gerekirse yapmak istiyorum. Marşlar çok önemlidir benim için. Ganira Paşayeva, vardır Azerbaycan Milletvekili. çok yönlü birisidir, Onun bir şiiri vardır “Karabağ bizim olacak, bayrağı Karabağ’a çekeceyiz.” çok etkilendim ona bir marş yazdım. Bunlar çok güzel, çok etkleyicidir, marşlar.
Son olarak şunu vurgulamak istiyorum, çok insancıl, insanları seven birisiniz. Koro çalışmanızda mesela duruş, oturuş dersleri veriyorsunuz.
Evet şan derslerinde de aynı dersleri veriyorum. Hayat dersi veriyorum aslında .İnsanlara bir şeyler öğretebilmek beni mutlu ediyor.
Çok güzel bir sohbet oldu, çok teşekkür ediyorum bize vakit ayırdığınız için.
Ben teşekkür ediyorum .